YEŞİL İYİLEŞME NEDİR?
6 Şubat 2023’te 11 ilimizde yıkım ve can kaybına neden olan deprem felaketiyle sarsıldık.
Telafisi olmayan acı kayıplarımız için tüm ülkemize başsağlığı diliyoruz. Bu büyük yıkımın iyileşmesi onlarca yıl alacak.
Şunu bir kez daha, en acı şekilde anlamış olduk ki, yaşamımızı doğanın yasalarını inkar ederek sürdüremeyiz.
Deprem sonrası sadece bina inşa etmek değil, aynı zamanda sürdürülebilir sistemleri ile
yaşanılabilir şehirler kurmak zorundayız. Depremin yanı sıra iklim krizinin tetiklediği aşırı hava olayları,
seller, kuraklık, yanlış arazi kullanımıyla etkisi artan tüm afetlere karşı dayanıklı şehirler oluşturma
yükümlülüğümüz var. Doğayı karşımıza değil yanımıza alan topyekun bir yaklaşıma ihtiyacımız var: afetlere karşı
dirençli ve doğa pozitif yerleşim ve üretim alanları kurmak için doğa temelli çözümleri esas alan, doğayla uyumlu,
döngüsel bir yeniden inşa süreci… Biz buna kısaca ‘Yeşil İyileşme’ diyoruz. Yeşil İyileşme çağrımızın,
yaralarımızın sarılmasına katkıda bulunmasını, deprem bölgelerinde ve ülkemizde geleceğimize ışık tutmasını,
rehber olmasını ümit ediyoruz. Cumhuriyetimizin 100. Yılı’da, gelecek yüzyıllarımızı bu bakış açısıyla
daha dirençli kılmak adına vargücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.
Pandemiyle birlikte tüm dünyada dile getirilmeye başlanan
Yeşil İyileşme (Green Recovery) kavramının ülkemiz için tam anlamıyla hayata geçirilmesini karar alıcılardan talep ediyoruz.
Pandemi bağlamındaki tanımıyla Yeşil İyileşme, ekonomik kurtarma paketlerinin sürdürülebilir olmayan, doğayı tahrip eden ve iklim krizini etikleyen yatırımlar yerine sürdürülebilir, doğaya zarar vermeyen, iklim krizi ile mücadeleyi önceliklendiren yatırımlara yönlendirilmesini ifade ediyordu.
Deprem ve afetlere dirençli bir gelecek için Yeşil İyileşme ise bu prensiplerin sürekli kılınması, yeniden inşada temel yaklaşım haline gelmesini kapsıyor.
Yeşil İyileşme’nin ilk adımı ise enkaz kaldırma aşamasında
insan sağlığını ve güvenliğini gözeterek yeni felaketlere yol açmamak. Bir sonraki adımda temel prensip sürdürülebilirlik odaklı tasarım olmalı. Yeniden inşada zemin koşulları, iklim koşulları, enerji verimliliği, atık yönetimi, sürdürülebilir su ve enerji sistemleri hesaba katılmalı.
Yıkılan kentlerin/köylerin yeniden inşa sürecinde
su kaynaklarının sürdürülebilirliği için, yağmur suyu hasadı ve kapalı döngü sistemleri gibi çözümler mutlaka planlara dahil edilmeli
8 TEMEL BAŞLIK:
1- Daha Güvenli ve Doğayla UyumluYaşam Alanları
2- Yönetişim
3- Çevresel Etkiler ve Önlemler
4- Doğa: Ormanlar, Meralar, Sulak Alanlar,
Deniz ve Kıyılar
5- Su ve Temizlik
6- Altyapı
7- Enerji
8- Tarım ve Gıda
Bu başlıkların ayrıntılarını kapsayan Yeşil İyileşme WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) görüş metnine buradan erişebilirsiniz.
Uluslararası ve ülkemizin değerli uzmanlarının, depremzede illerimiz Adıyaman,
Hatay ve Kahramanmaraş’ın belediye başkanlarının, Prof. Dr. Naci Görür ve çok
değerli akademisyenlerin katıldığı Yeşil İyileşme Forumumuz 29 Mart 2023
tarihinde gerçekleşti. Forumda Yeşil İyileşme’yi mümkün kılmak için neler
eksik, sorusunu sorduk.
Yerel yönetimlerimizin en üst kademesindeki değerli Belediye Başkanlarımızın
ağzından orta ve uzun vadede sürdürülebilir şehirler kurmak için ihtiyaçları
duyduk. Uzmanlarımızdan daha sürdürülebilir ve dayanıklı bir gelecek inşa
etmek için atılması gereken adımları dinledik. Uluslararası kuruluşların
temsilcilerinden Yeşil İyileşme prensipleri ile yeniden inşa sürecine
fon kaynağı desteklerinin kapsamı hakkında bilgi aldık.
Ama en önemlisi, endişelerimizi ve umutlarımızı, korkularımızı ve
hayallerimizi paylaştık. Ve bunu yaparken, depremin acısını yaşayan
ülkemiz için daha iyi bir gelecek yaratma konusundaki kolektif
taahhüdümüzü güçlendirdik.
Forumumuzun çıktılarını kapsayan raporumuza buradan erişebilirsiniz. Afetlere
dirençli, döngüsel yaşam ve üretim alanları ile depremzede
illerimizi buluşturmak için çalışmalarımız devam ediyor
İletişim
WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı)
Asmalı Mescit Mah. İstiklal Caddesi No:136 Kat:4
Beyoğlu, İstanbul
Tel: 0 212 528 20 30
info@wwf.org.tr